Türkiyenin en doğusunda doğdum, en batısında büyüdüm, en büyük şehrinde yetiştim, olgunlaştım. Bu üç şehir, bana sadece coğrafi değil, aynı zamanda kültürel derinlik kazandırdı. Erzurum’un doğası ve köklü değerleri, Bursa’nın ticaret ruhu ve dinamizmi, İstanbul’un kozmopolit dokusu, tarihi derinliği, sosyal ve ekonomik canlılığı, her bir aşamada bakış açımı genişletti beni geliştirdi. Farklılıkların zenginliğini kucaklayarak olaylara çok yönlü bakmayı öğrendim. Bu şehirler bana hem stratejik bir perspektif kazandırdı hem de insan ilişkilerinde daha empatik ve anlayışlı olmayı öğretti.
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra, sayılarla şekillenen dünya ile insan davranışları arasındaki bağlantıyı keşfetmeye başladım. Ekonominin, iş hayatının ve yönetimin sadece analiz ve teorilerden ibaret olmadığını, toplumsal dinamiklerin de karar alma süreçlerini nasıl etkilediğini fark ettim. Bu farkındalık, beni İstanbul Üniversitesi’nde Sosyoloji eğitimi almaya yöneltti. Şu anda ise yaşam boyu öğrenme felsefem doğrultusunda, aynı üniversitede Tarih bölümüne devam ediyorum. Geçmişin izlerini bugüne ve geleceğe dair sağlam öngörülerde bulunmak için kullanıyorum. Tarih, sosyoloji ve ekonomi ve iş hayatındaki deneyimlerim bakış açımı zenginleştirerek daha bütünsel stratejiler geliştirmemi sağlıyor. Ayrıca Koç Üniversitesi’ndeki Mini MBA programıyla stratejik yönetim ve liderlik becerilerimi pekiştirdim.
Profesyonel yolculuğuma Yapı ve Kredi Bankası’nda Dış Ticaret Operasyon bölümünde başladım. İş hayatımın başından itibaren bankacılık ve finans dünyasında kazandığım bu deneyim, global bakış açımı güçlendirdi. Kapasite planlama, iş ve servis modeli projeleriyle teknoloji, verimlilik ve hizmet kalitesi yönetiminde derin bir altyapı oluşturma fırsatı buldum. Sonrasında Strateji Yönetiminde Kapasite ve Hizmet Kalitesi Müdürü olarak çalışmaya başladım. Burada odak noktam, kurumsal yapıyı geliştirmek, satış servis modelini dönüştürmek ve sınırlı kaynaklarla maksimum verim elde etmek oldu.
Kariyerim boyunca büyüme, verimlilik, iş modelleri, hizmet kalitesi, optimizasyon, dijitalleşme, bilgi yönetimi, otomasyon, yapay zeka, analitik modelleme ve robotik gibi kritik alanlarda farklı nitelikteki ekiplerle iş birliği yaptım, zaman zaman da liderlik rolü üstlendim. Özellikle dijital dönüşüm ve yapay zeka projelerinde, teknolojiyle iş modellerini birleştirerek organizasyona yeni bir pencere açtım. Sınırlı kaynakları inovasyonla birleştirerek maliyetleri düşürdüm, verimliliği artırdım. Bu süreçlerde, farklı departmanlar arasında işbirliğini geliştirerek sinerji yarattım. Ayrıca analitik modelleme ve robotik süreç otomasyonu (RPA) projelerimle iş süreçlerini hızlandırdım, hataları minimize ettim ve hizmet kalitesini daha üst seviyelere taşıdım.
Yapay zeka projelerimle Koç Holding’in “En Başarılı Koçlular” ödülünü üst üste iki yıl kazanarak yenilikçi ve fark yaratan yaklaşımımın takdir edilmesinin gururunu yaşadım. Bu projelerde, büyük veri analitiği ve yapay zeka uygulamalarını iş modellerine entegre ederek hızlı ve doğru karar alma mekanizmaları kurdum. Aynı zamanda, teknolojiye olan adaptasyonu artırarak, iş gücünün daha etkin ve verimli kullanılmasını sağladım. İnovasyon kültürünü yaygınlaştırma hedefiyle yürüttüğüm çalışmalar, organizasyon içinde geniş kapsamlı dönüşümlere öncülük etti.
Hayatımın her alanında, öğrenmek, gelişmek ve katma değer yaratmak en büyük motivasyonum. Öğrenmenin hiçbir zaman bitmediğine inanıyorum. Sürekli kendimi geliştirmek için yeni teknolojiler, yönetim yaklaşımları ve farklı bakış açılarına yöneliyorum. Her yeni proje ve deneyim, bana hem profesyonel hem de kişisel olarak yeni kapılar açıyor. Beni her daim ileriye taşıyan gücün bu olduğuna inanıyorum.